BABA OLMAK…
2013 yılında bir perakende firmasında eğitim uzmanı olarak çalışıyordum. Şubat ayının sanırım ilk haftasıydı. Seyahatten eve dönmüş, bir görevi daha tamamlamış olmanın mutluluğu içindeyken, kızımın annesi yanıma geldi. Gözlerimin içine baktı, ‘’ Sana bir haberim var ’’ dedi. O an, zaten planladığımız için ne söyleyeceğini tahmin ettim. ‘’ Tebrik ederim, baba oluyorsun.’’ dedi.
‘’ Baba oluyorsun !!! ‘’ ne demekti bu ? Kafamda deli sorular… ‘’ Baba oluyorsun !!! ‘’ Aynı anda o kadar çok şey düşündüm ve hissettim ki… Kalbimden geçenler; mutluluk, heyecan, korku, endişe… Aklımdan geçenler; ‘’ nasıl olacak ?, yapabilecek miyim ?, zor mu acaba ? bundan sonra hayat ne getirecek ? daha mı çok çalışmalıyım yoksa her şeyi akışına mı bırakmalıyım ? ‘’- ‘’Baba oluyorsun !!!‘’
Ve tabi kızım doğup aradan zaman geçtikçe, tüm sorular yanıt buldu. En önemli farkındalığım ve keşfim ise; babalığın bir yapma hali değil, olma hali olduğuydu. Yani babalık yapılmayacağını, baba olunması gerektiğini keşfettim. Olma hali, koçluk eğitiminden öğrendiğim bir kavramdır.
Babalık yapmak, eyleme yönelik bir harekettir. Yani çalışmak, çabalamak, eve para getirip geçimi sağlamak, tehlikeli durumlarda koruyucu tavır sergilemek, gerektiğinde hastaneye götürmek vs. Tüm bunlar çok önemli ve tabi ki babalığın olmazsa olmazları. Diğer taraftan dünya değiştikçe çocukların ve gençlerin istek ve beklentileri değişiyor. Artık çocuklar, ergenler ve gençler ebeveynlerinin kendilerini daha fazla dinlemelerini ve daha fazla anlamalarını,en azından anlamaya çalışmalarını bekliyorlar. Bu nedenle az önce saydığımız eylemler yetersiz kalıyor. Tam da bu noktada olma hali, yani baba olmak devreye giriyor. Fark eden, dinleyen, anlayan, ve anladığına yönelik tepki veren, başarıları takdir eden ve anlam yaratan bir baba bekliyorlar.
Günümüz çalışma koşullarında (pandemi öncesi ) yorgunluğun arkasına o kadar çok sığınıyoruz ki, işten geldiğimizde çocuğumuz bir şey anlatmak istediğinde; genellikle çok yorgunum, sonra konuşalım, hadi sen şimdi çizgi filmini izle ya da ödevini yap sonra gel gibi cümlelerle çocuğu atlatma yoluna gidiyoruz. Ya da evet evet diyerek yarım yamalak dinlemeyle geçiştiriyoruz. Çocuk kesin olarak kafasında şu kodları oluşturuyor. ‘’Babam beni dinlemiyor, babam için sadece işi önemli, babam için ben önemli değilim.’’ İşte bu durumda babalık yapılmış oluyor. Yani ‘’ Sizin için bütün gün çalışıp çabaladım, geçimi sağlamak için para kazandım, daha ne istiyorsunuz bana dokunmayın.’’ Düşüncesi hakim oluyor. Baba olunduğunda ise, yorgunluktan fadakarlık yapılıp, çocuğu dinleyip anladığını fark ettiren bir tavıra giriliyor, çocuğun mutluluğuna, heyecanına, üzüntüsüne ortak olunuyor gerekirse takdir ediliyor ya da gelişimi için geri bildirim veriliyor.
Tabi bir babanın durum ve olaylar karşısında kendisini de değerlendirmesi gereklidir. Ben şu an ne hissediyorum ? , olan durum hangi değerime zarar verdi ya da hangi değerimi yüceltti ?, şu an konuşurken nasıl bir dil kullanmalıyım ? sorularının cevapları da babayı, olma haline yani babalık yapmak yerine baba olmaya götürür.
Babaların da zaman zaman takdire ihtiyaçları vardır çünkü takdir önemli bir motivasyondur. Takdir; kabulün ve onayın da bir göstergesidir. Babalar günü de motive edici bir gün. Hatırlandığını bilmek insana iyi geliyor. Benim ilk babalar günü hediyem üzerinde ismimin yazılı olduğu bir tükenmez kalem setiydi ve beni çok mutlu etmişti. Tabi çocuğunuz tarafında boynunuza sarılıp yanağınıza kondurulan bir öpücüğün yerini hiç bir şey tutmaz. Babalar gününüz kutlu olsun…
Eren Karalar
B&B Eğitim Danışmanlık
Eğitim Danışmanı
© 2004 - 2024 DB Dizayn. Made with Love by CS-Cart - tarafından desteklenmektedir.